Golan Tepeleri Suriye'nin güneybatı, Filistin'in kuzeydoğu ucundaki tepelik bölge. Golan Platosu olarak da bilinen bölge ayrıca, Lübnan, Ürdün ve Suriye ile komşudur. Zengin su kaynakları ile tanınır.
İsrail'in 1967'de işgal, 1981'de de ilhak ettiği Doğu Akdeniz'in en stratejik ve en verimli su kaynaklarına sahip Suriye'ye ait Golan Tepeleri, toplamda 1800 kilometrekarelik tepelik bir alanı içeriyor. İsrail tatlı su ihtiyacının yaklaşık üçte birini buradan karşılıyor.
İsrail bu toprakları 1967 yılında 6 gün savaşları yani Arap-İsrail savaşında işgal etmiştir.
İsrail Arap komşuları tarafından denizlere itildiğini ve sınırlarının azaltıldığını iddia ederek Mısır, Ürdün ve Suriye ile belirli anlaşmazlıklar dolayısıyla savaşa girdi.
6 gün süren bu savaşta Irak, Suudi Arabistan, Sudan, Tunus, Fas ve Cezayir de silah yardımında bulunda fakat yine de savaş İsrail'in mutlak üstünlüğüyle sonuçlandı. İsrail, savaş sonunda Mısır'dan Sina Yarımadası'nı, Suriye'den Golan Tepeleri'ni ve Filistin'in Gazze ve Batı Şeria topraklarını alarak sınırlarını 4 kat büyüttü. Savaşın en önemli sonuçlarından biri de Kudüs’ün işgali oldu. Kudüs hiçbir devlet tarafından kabul edilmese de İsrail’in başkenti ilan edildi. Bu anlaşmazlıklar bölgedeki terör örgütlerinin oluşmasına yol açmış ve iki tarafı da düzenli olarak silahlanmaya sürüklemiştir.
golan tepeleri, uluslararası hukuka göre hala suriye'ye ait olan, fakat üzerinde israil tarafından amerikan-israil ortaklı bir şirkete (genie energy ltd.) petrol çıkarma lisansı verilen bölgedir. üstelik petrol çıkartacak olan şirket ilginç isimleri bünyesinde bulunduruyor. stratejik danışma kurulunda rupert murdoch, dick cheney ve lord jacob rothschild da var. şirketin başkanı effie eitam ise 1973'te yom kippur savaşı'nda suriyelilerle savaşmış eski bir general ve politikacı. hatta bakanlık da yapmış ve 2004'te filistinlileri karanlığın dibinden çıkmış yaratıklar olarak tanımlamış ve hepsini öldürmemiz lazım gibisinden laflar etmiş. kısacası suriye'nin iç savaş halinde olmasını israil golan tepeleri üzerinden çok güzel değerlendiriyor.
Altı Gün Savaşları, İsrail’in Mısır hava kuvvetlerinden başlayarak Suriye ve Irak’ın hava kuvvetlerini neredeyse tamamen imha ettiği bir savaş olarak önem arz ediyor. Ancak dönemin özellikle Mısır komutanlarının açıklamalarına göre bu psikolojik çöküntü sonucu saldırı güçlerini kaybeden Mısır kuvvetleri, savaş yeterliliğine sahip olmalarına rağmen Başbakan Nasır’ın emriyle Sina Yarımadası’nı savaşmadan bırakmış sadece ülkelerine kaçarak geri dönmüşlerdir, İsrailli birlikler de onları gidene kadar takip etmiştir.
Başa dönecek olursak: İsrail Golan'ı çoktan, üstelik kalıcı ilhâk etti. amaç, Suriye'ye -ya da ondan geriye kalana- en ufak taviz vermeden bunu kabul ettirmek. Bu da yeni durum sayesinde gayet mümkün...
Yani biz ne dersek diyelim BEN YAPTIM! OLDU. mantığı.
Golan’da yıllardır İsrail işgali var mı? VAR
Golan’nın tüm kaynaklarını kullanıyor mu? EVET
Oraya 100 bin yahudiyi yerleştirdi mi? EVET
İsrail zaten yapacağını 1981 de orayı ilhak ederek yapmış.
Biz ne yapmışız karşılığında ………………………………….!!!
Arapların kendileri bile kabullenmiş, sesleri bile çıkmamış bunca zaman. Buna izin vermişler, karşı koymamışlar, bu rahatlık, bu boş vermişlik bu ilgisizlik neden?
Ama aynı Araplar osmanlı’nın en zayıf dönemlerinde napolyon muharebeleri, osmanlı-rus savaşı gibi osmanlı’nın meşgul olduğu meseleler esnasında sürekli isyan hareketlerine girişmişlerdir.
Emperyalist ülkelerin iştahını kabartan ve arap nüfusun çoğunlukta olduğu petrol bölgelerinde ingiliz ajanları arap halkı’nın aklını çelmekte gecikmez.
ufukta görünen büyük savaşta bölgede osmanlı’yı arkadan vuracak yegane müttefik İngilizlere göre Araplardır.
nitekim II. Abdülhamid han aslında bu tehlikeyi, araplar’ın osmanlı’ya ihanet edeceğini çok önceden öngörmüş, emir hüseyin’i istanbul’a getirterek göz hapsinde tutmuştu.